MİLLETVEKİLİ TAN''DAİMA GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE İÇİN EVET''

PAYLAŞ
Gazi Emet Gazetesi -

DAİMA GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE  İÇİN EVET DİYORUM

Anayasalar toplum tarafından, devleti hukukla sınırlamak için hazırlanan metinlerdir. Ancak, Türkiye’de tam tersi bir anlayışla anayasalar hazırlanmıştır. Ülkemizdeki anayasalar toplum ve temsilcileri tarafından değil, vesayet zihniyete sahip elitler tarafından, devleti sınırlamak için değil, toplumu hizaya sokmak için hazırlanmış metinler olmuştur.

Gerek 1961, gerekse 1982 anayasaları esasen millete, milli iradeye ve seçimle oluşan iktidara güvensizlik üzerine bina edilmiştir.

Anayasa, millet iradesi ile oluşan iktidara ortak kurumlar ve yöntemler geliştirmiştir. Böylece milli iradeye ortak, milli iradeyi kontrol eden bir “vesayet” sistemi oluşturulmuştur.

Darbelerle oluşan ve beslenen vesayetçi anlayış, zaman zaman açık veya üstü örtülü şekilde milletin seçtiği iktidara müdahalelerde bulunmuş, daima kendini iktidarın asıl sahibi olarak görüşmüştür. En son 15 Temmuz 2016’ da millet iradesiyle oluşan iktidarı hazmedemeyen bu anlayış, başka bir kisve ile başkaldırmış ve vatanı işgal etmek üzere harekete geçmiştir. Milletimiz meydanlara koşarak bu kalkışmayı akamete uğratmıştır.

Dolayısıyla milletimiz, Türkiye’nin hükümet sisteminin düzenlenmesini canı pahasına ortaya koyduğu bir talep haline getirmiştir.

 

Yapılan Anayasa değişikliği neticesinde;

  1. Seçimler 5 yılda bir yapılacak ve seçimden mutlaka tek başına iktidar çıkacak. Siyasi istikrar kalıcı hale gelecek. Halkın gündemi sürekli seçimlerle meşgul edilmeyecek.
  2. Erken seçim ihtimali azalacak, uzlaşma kültürü ön plana çıkacak.
  3. Bürokrasinin azaldığı, hızlı karar alıp, hızlı icraat yapan bir yönetim modeli oluşacak.
  4. Yasama (meclis) ve yürütme (hükümet) güçlenecek. Hükümet icraat yapacak, meclis kanun koyacak ve hükümeti denetleyecek. Yasama ve Yürütme gerçek anlamda birbirinden ayrılmış olacak.
  5. Yasa teklifleri doğrudan milletvekilleri tarafından verilecek, milletvekilleri kendi seçmenleriyle doğrudan temas halinde olduğu için, halkın beklentileri kanunlara daha hızlı yansıyacak. Kanun yapımında meclis iradesi ön plana çıkacak.
  6. Cumhurbaşkanının doğrudan millet tarafından yüzde 50’ nin üzerinde bir oy ile seçileceği için siyasette birlik artacak, kutuplaşma azalacak.
  7. Cumhurbaşkanı veya meclis seçimi yenileme karar verirse iki seçim aynı anda gerçekleşecek. Cumhurbaşkanı seçim kararı alabilecek. Aynı şekilde meclis de beşte üç çoğunlukla seçim kararı alabiliyor. Bu durumda her iki seçimde birlikte yapılacak. Cumhurbaşkanı erken seçim kararı alırsa kendi süresini de kısaltmış olacak. Bu düzenleme esasen uzlaşma ve uyum getirecek.
  8. Seçilme yaşı 25’ ten 18’ e indirilecek, seçme ehliyetine sahip olan, seçilme ehliyetine de sahip olacak.
  9. Milletvekili sayısının 550’den 600’ e çıkmasıyla artan nüfusun mecliste temsili sağlanacak.
  10. Meclisin bilgi edinme ve denetim yolları korunuyor. Meclis araştırması, genel görüşme, meclis soruşturması ve yazılı soru yöntemleri geçerliliğini sürdürüyor.  Yazılı soruya hükümet üyeleri tarafından 15 gün içinde cevap verilmesi mecburiyeti getiriliyor.
  11. Meclisin hazırlayıp kabul ettiği kanunu şayet Cumhurbaşkanı geri gönderirse bu durumda son söz meclisin oluyor. Meclis salt çoğunlukla aynen kabul edip tekrar Cumhurbaşkanına gönderebiliyor.
  12. Meclise ilk defa HSYK için üye seçme hakkı getiriliyor.
  13. Anayasanın 9 uncu maddesindeki yargı yetkisi maddesine, “bağımsız” ifadesinden sonra “tarafsız” ibaresi ekleniyor.
  14. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde çift başlılık ortadan kalkacağı için, şu an Bakanlar Kurulunda bulunan kararname çıkarma yetkisi hükümetin başı olan Cumhurbaşkanı’na devrediliyor.
  15. Cumhurbaşkanı kararname ile idari düzenlemeleri yapabiliyor, temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle, siyasi hak ve ödevlerle ilgili kararname çıkartamıyor. Anayasada kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda kararname çıkartamıyor. Kanunla açıkça düzenlenen konularda kararname çıkartamıyor. Kararname ile kanunlar çeliştiğinde kanun hükümleri uygulanıyor. Meclisin aynı konuda kanun çıkarması halinde kararname hükümsüz hale geliyor. Kararnameler meclisin veya Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi oluyor.
  16. Cumhurbaşkanı’na denetim ve cezai sorumluluk geliyor. Şu anki anayasaya göre Cumhurbaşkanı meclisin dörtte üç oyuyla yalnızca vatana ihanetten yargılanıyor. Şimdi ise herhangi bir suç işlediği iddiasıyla soruşturma açılabiliyor.
  17. Yeni sistemde Cumhurbaşkanı meclise ve millete karşı sorumlu oluyor.  Bugünkü sistemde Cumhurbaşkanı’nın tek başına yaptığı iş ve işlemler yargı denetimine tabii değildir. Yeni sistemde ise Cumhurbaşkanı’nın bütün iş ve işlemleri yargı denetimine açılıyor.

Amerika’ da seçimler 4 yılda bir yapılıyor ve daha hiç tarih şaşmamıştır. 200 yıllık Amerikan tarihini 4’ e böldüğünüzde başkan sayısını bulursunuz, başkan sayısını 4 ile çarptığınızda Amerika tarihini bulursunuz. Türkiye’ de ise 95 yılda 65’nci hükümet, son 33 yılda 21. hükümet oldu. Ortalama 1,5 yıl bile değil.

Milletin sadece yasama organını seçtiği, yürütme organının yasama organı içinden (meclisten) çıktığı bir sistem yerine, yasama ve yürütmenin ayrı ayrı ve doğrudan millet tarafından seçildiği bir sistemin benimsenmesi ülkemiz şartlarına ve ihtiyaçlarına daha uygun olduğu anlaşılmıştır.

Aslında parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı var gibi görünür ancak fiiliyatta yoktur. Hükümet, yani yürütme parlamentodan ve iktidar milletvekillerinin içerisinden çıkar. Çoğunluğu bulunan iktidar kendi içinden çıkmış Başbakan ve Bakanları niye gensoru ile düşürsün. 1960 yılından bugüne kadar 262 gensoru verilmiş, 260 tanesi reddolmuştur. Dolayısıyla parlamenter sistemde denetim yetkisi kesinlikle tam anlamıyla çalışmaz.

Partili Cumhurbaşkanı olur mu diye sorulduğunda da şunu ifade etmemiz lazım. Şu anda yürütmenin başı başbakan ve partili bir başbakandır. Yeni sistemde artık başbakan yok, onun yerine cumhurbaşkanı var.

Bu modelde 2 ana fayda bulunmaktadır. Birincisi koalisyonlardan kurtuluyoruz, ikincisi ise iki başlılığı kaldırıyoruz.

Bu değişiklik ile yasama yetkisini tamamıyla meclise veriyoruz. Şimdi hükümet getirir, hükümet uygular. Meclis yani yasama sadece genel kuruldan geçirir. Parti disiplini de parlamento sistemini buna zorluyor.

Getirilen model için “rejim değişiyor” diye bir itirazda bulunuyorlar. Cumhuriyet yerinde, demokrasi yerinde, laiklik yerinde ve diğer ilkelerde hep yerinde, ülkemiz cumhuriyetle yönetiliyor, öyle de yaşayacaktır.

Tüm hemşehrilerime gazetelerimiz vasıtası ile sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Ahmet TAN

AK PARTİ KÜTAHYA MİLLETVEKİLİ

 

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN