GÜNÜN SÖZÜ: Reklamın kötüsü olmaz.
Kütahya ilimiz gerek yer üstü, gerekse yer altı zenginliklerimiz yönünden çok zengin. Bu zenginliklerimizin başında Emet ilçesinde Bor, Tavşanlı ve Gediz ilçelerimizde de kömür madenleri geliyor. Bunun yanında il genelinde irili, ufaklı çok maden sahalarımız da var. Bor ve kömür madenlerimizin işletmeye çok eski yıllara dayanır. Bu maden sahalarının hangi şartlarda ve nasıl üretim yaptığını ve hangi teknolojiden bugün teknoloji ile üretim yapıldığını kaç kişi biliyor. Bu maden sahalarındaki üretimleri sadece eski çalışanların hatıralarından öğrenmekteyiz.
Bir çok yerlerde yörelerindeki madenler ile ilgi küçük veya büyük müzeler oluşturulmuş. Burada madenler tanıtılıyor. Madenlerin sanayilerin hangi dallarında kullanıldığı, ilk günden bu güne nasıl üretim yapıldığını yansıtan araç ve gereçler sergileniyor. Maden şehitlerimizin isimleri bir panoda yer alabilir. Bu nedenle ya ilçelerde yada Kütahya bir maden müzemizin kurulması gerekir. Sanırım Kütahya valimiz sayın Ahmet Hamdi Nayır bunu değerlendirir. Yine sayın valimizin affına sığınarak bir de il genelinde eski sanat eserleri ve tarihi özellikleri olan atalarımızın tarımda, sanayide, sosyal yaşamda kullanılmış olan her türlü araç ve gereçlerin de toplanıp Geçmiş dönemde Kütahya, Kütahya Kültürü veya benzeri bir ad altında müze oluşturarak yeni kuşaklara atalarının günlük yaşamlarda kullandıkları eşyaları görmeleri ve tanımalarına fırsat verilmeli. Müzeler bir yerin en güzel tanıtım yerlerindendir. Reklamın da kötüsü olmaz.
DERT DİNLEMEK İÇİN SEÇİM Mİ OLMASI LAZIM
Seçimler öncesi tüm siyasetçiler ilçe, köy, mahalle ve kapı kapı gezerek kendilerini ve projelerini tanıtır. Bunun yanında da seçmenlerin ve vatandaşların sorunlarını dinlerler. Bu sorunları gidereceklerinin sözünü verirler. Doğru mu?
Sonra ne oluyor. Atı alan Üsküdar’ı geçti misali seçmenleri ve vatandaşları kim dinliyor. Ya da kaçı dinliyor? Bu hiç etik değil. İster millet vekili, isterse belediye başkanları ve köy muhtarları seçimlerden sonra kaç kez halkı ve seçmenleri ile bir toplantı yaparak verdikleri sözlerden neleri yaptıklarını, neleri yapamadıklarını açık yüreklilikle konuşa bildiler. Bu sadece bu döneme münhasır değil. Geçmişte de aynısı oldu.
Bizim toplumumuz çok mütevazi olduğu kadar çok da dedikoducudur. Hemen üç, beş kişi bir araya gelince başlarlar eleştirmeye ve aslı, asılsız dedi kodu üretmektir. Asla dedikoduları tasvip etmem. Buna meydan verenlerinde kulağını çekmek isterim.
Yerel yöneticiler; sizler bu yörenin insanı değil misiniz? Evet ise halkan niye kendinizi soyutluyorsunuz? Bugün bir araya gelip konuşmadığınız halk ile seçim dönemlerinde yine yüz, yüze gelmeyeceksiniz. O halde bu yazdıklarıma kızmayın ve halk ile, seçmenlerinizle yüz yüze gelmek için seçimleri beklemeyiniz.
DOST ÖNERİSİ
Emet sevdalısı, Ankara’da ki üst düzey yönetici ve bürokrat hemşerimizle telefonda görüştük. Emet ve Hisarcık ilçeleri olarak bir organize sanayi kurulması çapalarımızı takdir ettikten sonra, Eti madenin Emet ilçesinde kurmayı planladığı sülfürik asit fabrikasına Zorlu-Vestel gurubu ve bir Çin’li firmanın da talip olduğundan bahsetti. Bu konuda elbette karar ve son söz Eti madenin ve hükümetimizin. Ama bir heyetle Ankara’da temaslarda ve görüşmelerde bulunmamızın iki ilçe açısından da yatırımcıların yöremize gelmesine katkı sağlayacağının siyasilere de anlatılmasının altını çizdi. Belki bu olmayabilir ama yine de Emet ve Hisarcık ilçelerinin birlikteliği ile yöremize yeni yatırımcıların gelmesi sağlanmalıdır.
YAZIK BU İNSANLARA
Bor işletmesinin taşeron firmalarında çalışan işçi ve şoförlerin işten çıkarılmaları ve yıpramalarının ödenmesi soncu mağdur olmaları başta o emekçi insanları, ailelerini ve bizleri üzmektedir. Bu insanların kar ve kışta ekmeklerinin ellerinden alınması bunu yapanların ve duyarsız kalanları hiç mi vicdanlarını sızlatmıyor. Bu taşeronlarda çalışanların devamlı yaşadıkları olaylara Bor işletmesinin ve büyük olan devletimizin de sahip çıkmasını diliyorum.
