Gazetemizde 1500. sayı ile başlayan değişikliklerden sadece birisi, Hicivci. Ama bence en önemlisi... Çünkü bizlerin sayfalarca yazdığı makaleleri HİCİVCİ 4 satıra sığdırıyor ! Hem de ne sığdırma !
Hiciv yazmak bir sanattır. Konulara vakıf olmanız kadar, mizaha ve kelimelere de hakim olmalısınız ki, hicviniz hedefine ulaşsın. Yazı literatüründe en zor olanı, hiciv, mizahi makale, karikatür vb. konulardır. Anlatılmak istenenleri, karışışınızdakine daha kalıcı olması adına hem ince espriler ile donatmak, hem düşündürmek kolay iş değildir. HİCİV tokmağınız bazen sert vurmalı, bazen de ritmik ahenk sağlamalıdır. Şu ana kadar 10 kadar Hicvi yayınlanan HİCİVCİMİZ ise tokmak vazifesi gören kalemiyle iyi bir ritim tutturdu.
Evet, yeni imajımızla daha fazla resim ve haber yer alan gazetemizde her sayı ön sayfada yer alan ve gündeme dair taşlama, hiciv içeren HİCİVCİ köşemiz halktan gördüğü ilginin her geçen sayı arttığı bir köşe. HİCİVCİ mahlasıyla yayınlanan bu hicivler, satırlar dolusu yazılacakları, kısa, öz, çarpıcı ve mizahi bir şekilde okuyucuya aktarıyor.
AMAN GELEN GEÇENE DİKKAT!
Mesela ilçemizde geliştirilen her tür projede karşımıza çıkan arazi yapısını, yol durumunu hicvederken diyor ki;
“ Meclis-Hazır ’un beyan buyurmuş ;“Topoğrafya dalgalı, arazi diktir..! Varsa, kalıbını al, heykelini dök. Sonra da gelene geçene diktir.”
Yılların haksızlığına maruz kalan ilçemizde geçiştirme bahanelerinde olan coğrafi konum ve yollarımızın olmayışı bu dörtlükle özetleyiverdi. Önce yolu yapalım deyip de beceremeyenlerin yıllarca bahanesi aynıydı. İnşallah yollar tamamlanıp kentsel dönüşümde gerçekleştirilebilirse bu bahane ortadan kalkacak.
İlçemiz Mehlemönü ağzıyla çok çeneli oluşumuz Hicivcinin kaleminde mükemmel bir dörtlüğe dönüşüyor;
“Sıktıkça sıkıyor sanki mengene. Altın zurna üflüyor bizim çingene. Alem fersah fersah, biz milim milim. Kafada çalışan tek uzuv çene”
Başkan FİDANCI’nın ilçe dışından gelip “Emet’in nesi meşhurdur” diyenlere;” Çenesi meşhurdur” diyerek çene heykelleri dağıtılması esprileri. Mesela E tipiydi, tipsizdi, bölge cezaeviydi çenesi çalarken, atı alanların T’ye geçtiklerini ise milimleme güzel özetliyor.
RÜYALARI GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN UYANMAK GEREKMEZ Mİ ?
Hicivci, 2 yamaç arasına hapsolmuş ilçemizin özellikle siyasi anlamda yıllardır, uyuduğu ve uyutulduğunu bakın nasıl anlatmış;
Dondurma üzeri fıstık gibidir. Kalem kaşa sürülmüş rastık gibidir. On yıllardır uyuyor, yorgan açıkta, Kocakıran, Hisarlık yastık gibidir! “
Kocakıran için geçmiş yıllarda da olduğu gibi yeni projeler üretilirken bu defa 1 trilyonun üzerinde ayrılan kaynak ve onaylar ilçenin Kocakıran tarafının uyanmasına vesile olacak gibi. Darısı kamuoyunda Çılgın projesi ile anılmaya başlayan Hisarlık projesinin başına…
Kütahya Valisinin ilçemizi ziyaretlerinde gerçekleştirilen toplantı ve yaşanalar ile Valinin Eğrigöz, Dereyi kapsayan gezisi de Hicivcinin kalemine dolananlardan.
Öncelikle toplantıda il genel meclisi üyelerimizin “Emet’in problemi yoktur” sözünü hicveden dörtlük ilçede uzun süre konuşulan hicivlerin başında geldi;
“Dünya’ya ilave Ay’ı versen sen, Hem kel hem fodulum şayet dersen sen. Ne nağme dökülür, nede duyarsın. Zurnanın karşısında limon yersen sen”
YA VALİ EĞRİGÖZDE YOLUNU KAYBETSEYDİ?
Valinin Eğrigöz-Dereli dağ yürüyüşün de ise AĞDA YOLU ile beraber Kütahya İl erkânına da ince bir gönderme vardı. Ayrıca beldeleri gezide 2 belde başkanını da yol talepleri karşısında hicivcinin 4’lüğü kısa, öz ve akılda kalıcı bir talebe dönüştü;
“Ustası kaybetmez bağ da yolunu, Beceremedik gitti ağda yolunu. Valim Eğrigöz’e spora gitti. Allah’tan kaybetmedi dağda yolunu..! “
“Şu Emet deresinde ötmez bizim borumuz. Devletin mi? Özelin mi? Gündemdeki sorumuz. Bağırsak da, çığırsak da kale almazlar bizi. Fakir kızın malı gibi Espey de ki Bor’umuz .”
Emet denilince ilk akla gelenler tabi ki termal, orman ve bor… Yıllardır fakir kızın sermayesine güvendiği gibi ilçede bu konular üzerine beklentiler asla bitmemiştir. Bazen nimet denilen madenin üretici, girişimci yetişmesine olan engeli tartışılmış, bazen de turizmde dışarıda görülenlerin ilçede olmayışı sorgulanmış,;
”36 apart benim olsa olsa yamamdır.90 yılda bir otel var yatırımlar tamamdır! Eğri otur, doğru konuş, şapkayı önüne koy… Termal deyip durduğumuz, ilçede 3 hamamdır”
Emet’in 1984 de başlayan turizme yönelik yatırımlarında gelişmesi beklenirken 3 kurna 3 tasla devamı güzel işlenmiş.5 yıldızlı otelin ilçe ekonomisine katkısı sorgulanıp,apart motelcilik için talepler olmuş. Ama her konuda olduğu gibi yine birileri yapsın düşüncesiyle. Bir Yoncalı, bir Eynal, bir Harlek gibi apart donanımlarıyla bir Emet kadar daha büyümeyişimize inşallah, maşallahlı, beceremediler serzenişleriyle 3 hamamla hayal kurmaya devam etmek ?
Bir diğer varlığımız olan Ormanlarımız konusunda sadece tomruk satmak dışında faydalanamayışımızı konu alan hiciv birazda ilçe insanımızın müteşebbis ruhunun gelişmeyişine isyan gibiydi;
“Dağdan gelir tomruğu depoda yatar. Ne istihdam sağlar, ne girdi katar. Elin oğlu Mersine alır giderde, Palet yapar getirir Eti’ye satar…
HİCİVCİNİN ÖPÜLESİ KALEMİ!
Sadece ilçe gündemi değil, bazen ilçemizi de ilgilendirecek il gündemi de Hicivcinin kaleminden kurtulamıyor. Mesela Kütahya ve UŞAK birleşsin diyen Kütahya Milletvekili Hasan Fehmi KINAY da Hicivcinin köşesinde yerini alıyor;
“Buğday varda Kütahya’da maalesef başağı yok. Çuha şalvar kullanır ya belinde kuşağı yok. Kafa yormuş hazretleri şehr-i kebir buyurmuş..! Anan güzel mi senin babanın UŞAĞI yok..!”
Hicivlerin en önemli işlevlerinden biri olan toplumsal mesaj vermeye en iyi örnek ise Kurban bayramında yayınlanan hiciv oldu. İlçede yaşanan şok gelişmeler karşısında Hicivcimiz Bayram öncesi sağduyulu, ve soğukkanlı olmaya davet ettiği hiciv ile bence HİCİVCİNİN ÖPÜLESİ KALEMİ tabirini de hak etti;
Kurban mübarek gün, dili tutmalı!
Herkes kardeş olmalı, eli tutmalı!
“Seli gider, kumu kalır” derler ya…
Kumdan bir halt olmaz, seli tutmalı!
(Arşivden -2 Kasım 2012 sayı 1512 / Şuan Gazi Emet gazetemiz sayı 2248)
