Cemal Özcan

Bal Gibi Olur!

Cemal Özcan

Öyle sıra dışı bir emek, öyle muazzam bir koordinasyon ile hatasız, kusursuz şekilde ortaya çıkıyor ki şaşıp kalıyorsun işçiliğine. Zaten bu yüzden, hani bir iş için ikna edemediğin arkadaşına en son öyle bir olur ki şaşar kalırsın, bal gibi olur diyorsun. Tabi ki her gıda ürünü sofralarımıza gelirken birçok işlemden özenle geçiyor, birçok insan emek veriyor fakat bal için bu durum çok çok daha fazla. 
Bal öyle sanıldığı gibi içeriğindeki besin kaynağı açısından zengin değil ama vücut için çok faydalı bir gıda ürünüdür. İçerisinde ağırlıklı olarak glikoz ve fruktoz bulunur ama bunların yanında vitamin, mineral, amino asit, demir, çinko ve antioksidan da içerir. Bu sebeplerden dolayı vücut için oldukça faydalı bir hale gelir. 
İçerdiği antioksidanlar sayesinde vücudu iltihaptan korur. Vücutta oluşan iltihap, kanser, kalp sağlığı, otoimmün bozukluklara sebep olarak çeşitli hastalıkları beraberinde getirebilir. Antimikrobiyal etkisinden dolayı yaraların iyileşmesini hızlandırarak mide şikayetlerinin azalmasına da katkıda bulunur. Bal, antibakteriyel bileşenler ve antienflamatuar içermesinden dolayı öksürüğü bastırarak boğazın yumuşamasında etkili olur. Özellikle üst solunum enfeksiyonu yaşayan kişiler bal tüketimi sayesinde öksürüğü önleyebilirler. Hafızayı güçlendirir, ishalin önüne geçer, beyin ve böbrek damarlarında oluşabilecek problemleri azaltır. Bunun yanında kötü LDL kolesterolü azaltmaya yardımcı olur. Fazla tüketim yapılırsa bal, kan şekerini yükseltebilir fakat bu sofra şekerinin yarattığı etkiden daha az oluyor. Sofra şekeri kadar etkileri olmasa da diyabeti olan kişilerin bal tüketimi konusunda dikkatli olması gerekir. Her zaman söylediğimiz gibi çoğu yine zarar.
Aman ha! Öyle 5 kavanoz bal 300 lira diyenlerin yanına asla gitmeyin. Bal gerek fiyatı gerekse üretim ve tüketim miktarları dikkate alındığında tağşiş ve taklit yapılan gıdalar arasında ilk sıralarda yer alır. Balın üretimi esnasında ya da üretimden sonra yapılan çeşitli tağşişler ve taklitler ürünlerin uygunsuz depolama koşullarına bağlı olarak, balın doğal yapısı bozmakta ve besin değerini önemli ölçüde azaltmaktadır. Sahte ballar, katkılı (tağşiş) ve suni (taklit) bal olmak üzere başlıca iki şekilde üretilir.
1)    Katkılı (tağşişli) bal, üretim aşamasında arının değişik şeker şurupları ile beslenmesi, üretimden sonra farklı şeker gruplarının değişik oranlarda ilave edilerek balın miktarının artırılması, düşük su içeriği olan ballara su ilave edilmesi şeklinde yapılan işlemlerle genel bileşim özellikleri değiştirilmiş balları kapsamaktadır. Değişik şeker girdileri ile balın doğal sakkaroz – fruktoz- glikoz profili taklit edilir ve bunun tespiti ancak yapılan analizlerle belirlenebilir.
2)    *Suni (taklit) bal ise üretimde arının hiçbir katkısı olmadan tamamen kimyasal yolla, değişik şeker şuruplarından üretilen balları kapsamaktadır. Yani tamamen arısız üretimdir. Yüksek fruktozlu mısır şurubu, glikoz şurubu, sakkaroz şurubu içerisine polen, renk, tat, koku, aroma eklenerek bileşim özellikleri taklit edilmesi ile yapılan ballardır. 
Yukarıda saydığım iki temel konu balda en fazla uygulanan hilelerdir. Bu nokta da çok dikkatli olmamız gerekiyor.  Her gıda ürünü için geçerli olan bozulma, bal içinde geçerlidir. Hakiki bal bozulmaz sözü tamamen yanlıştır. Oksijenle, ısıyla ve ışıkla muhafaza edilirse bal da bozulur. Saklaması en kolay gıda ürünlerinden biri olan bal düzgün şekilde koruduğunda, çok uzun zaman bozulmadan saklayabiliriz. 10 ile 20 derece arasında, direkt olarak güneş ışığına maruz bırakmadan, hava ile temasını kesmek, temiz bir cam kavanozda saklamak balı uzun süre bozulmadan muhafaza edebilmemizi sağlar. Doğru şekilde saklasak bile bal kristalize olabilir. Bu olay balın bozulduğu ya da sahte olduğu anlamına gelmez. 
Aşırı tüketime ve ucuzuna kaçmadan kahvaltılardan balı eksik etmeyelim. Güvenilir olmayan ballardan uzak durarak diyetlerimizde bala yer verelim. 

Yazarın Diğer Yazıları