Fonksiyonel Gıdalar
Cemal Özcan
Son yıllarda tükettiğimiz gıda maddeleri ve sağlık alanında yapılan çalışmaların sonuçları görüldüğünden beri fonksiyonel gıdalara olan ilgi de bir hayli artmış durumda. Tükettiğimiz gıdaların yapılarını bir bir incelediğimizde bize neyin fayda sağladığını da öğrenmiş olduk. Bu sayede bu faydalı bileşenleri gıda sanayinde daha fazla kullanılıp yeni ve güçlendirilmiş besinler elde ettik. İlk olarak Japonya da başlayan ve daha sonra Avrupa ve Amerika’ya sıçrayan fonksiyonel gıdalar, nihayet artık ülkemizde de bir hayli yaygın durumda ve raflarda yerini aldı. Öyle adının fonksiyonel falan olduğuna bakıp ürpermeyin, bu gıdalar temel beslenmenin ötesinde vücut için faydaları olan, belirli hastalıkların önlenmesinde ve hastalığa yakalanma riskinin azaltılmasında rol oynayan yani sağlık için yararlı olan gıdalardır.
Fonksiyonel gıdalar; ilaç, hap, kapsül, besin takviyesi vb. gibi formlarda değil normal meyveler ve sebzeler, tahıllar, içecekler, takviye edici gıdalar, zenginleştirilmiş ve geliştirilmiş gıdalar gibi besinlerden oluşurlar yani normal günlük beslenmenin bir parçasını oluştururlar. Her ne kadar günlük beslenmenin parçası da olsa, kontrolsüz olarak ve fazlaca tüketildiğinde güvenli diyemeyiz. Bu sebeple her zaman söylediğim gibi aşırısı zarar.
Şimdi, bir gıdanın fonksiyonel olduğunu söyleyebilmemiz için tabi olmazsa olmaz şartlarımız var. Fonksiyonel gıdaların tamamı bilim dünyası tarafından kabul edilmiş olmalı, alerjik reaksiyon vermemeli, sindirim sorunlarına yol açmamalı ve doğal etiketine sahip olmalı. Ancak bu şartlar sağlandığında bir gıdaya fonksiyonel diyebiliriz. Zaten bir gıdanın tüketilebilir ve sağlıklı olduğunu kabul etmek için bu şartlar tamamen yeterli.
Fonksiyonel gıdaların içeriğine baktığımızda vitamin, mineral, yağ asidi, antioksidanlar probiyotikler, omega-3, vs. gibi yönlerden zenginleştirilmiş içeriği güçlendirilmiş gıdaları görürüz. Hal böyle olunca da bir taşta birkaç kuş vurmak mümkün oluyor. Yani sadece makarna tüketirken bile aynı zamanda omega-3 almak, omega-3 almak yetmez gibi yanına bir de c vitamini eklemek gibi. ‘’yahu Cemal öyle şey mi olur? Piyasa da böyle makarna mı var?’’ dediğinizi duyar gibiyim. Evet, halihazırda böyle bir makarna yok. Ben örnek kolay anlaşılsın diye verdim ama bu makarnanın bile yapılması an meselesi olabilir. Her geçen dakika raflarda görmeye daha yakınız diyebilirim. İşte bu yüzden de fonksiyonel gıda sektörü bu derece uçsuz bucaksız ve gelişime çok açık bir sektör.
Çok fazla karıştırdığımız bir durum var ona da değinmeden geçmeyelim. Takviye edici gıdalarla fonksiyonel gıdaları asla birbirine karıştırmayalım. İkisi arasında dağlar taşlar kadar fark var. Fonksiyonel gıdalar klasik bildiğimiz gıdalardan oluşur ve normal beslenmenin bir parçasıdır. Takviye edici gıdalar ise klasik formatta değil hap kapsül gibi formlardadır. Günlük beslenmenin bir parçası değil, sadece dışarıdan takviye olarak aldığımız gıda ürünleridir.
Yaygın olarak ülkemizde probiyotik yoğurtlar, laktozsuz sütler, glutensiz gıdalar, ginseng içeren içecekler, omega-3 takviye edilmiş yağlar, düşük kalorili gıdalar ve diyabetik gıdaları raflarda fonksiyonel gıda olarak sık şekilde görürüz. Gönül rahatlığıyla bu ürünleri tüketebilirsiniz ama tabi ki içlerinde yapay koruyucular sağlığa zararlı herhangi bir bileşen yoksa. İlerleyen yıllarda bu tür gıdaların üzerinde yapılan ve olumlu sonuçlar alınan birçok farklı gıda ürününü de raflarda daha sık göreceğiz.