Son dönemlerde Emet çok fazla ÖNEMLİ bir hal almış olmalıki, SİT’çinin biri gidiyor,biri geliyor…Ellerde fotoğraf makinası, Japon tursitler gibi her tarafı çekiyor…Geçtiğimiz hafta yine ilçeye gelen bir heyet 15 evi daha sit’ledi gitti…
Sit alanı deyince bakanlık diyorki;” Tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünü olup, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent ve kent kalıntıları, önemli tarihi hadiselerin cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmış tabiat özellikleri ile korunması gerekli alanlardır. “
Valla ben demiyorum,bakanlık diyor… Eğrigöz kalesini,han’ı,babuk bey camini tarihi diye al,anlarız.Tahtalı göleti, krater gölü,iki taş kanyonu doğal sit de onuda anlarız da kardeşim tarihte 2 defa yakılıp küllerinden doğmuş,en eski evinin 50 yıllık olduğu bir ilçede evleride sit’e almak nasıl bir mantıktır,bunu anlayamıyoruz.
EVMİ TARİHİ, İÇİNDEKİLERMİ?
Elinde makine resim çeken görevlilere bakan Hasan amca ne olduğunu anlamaya çalışırken,yanına gidip “Hasan amca,senin evinde SİT’e girdi, Bundan sonra izinsiz çivi çakamazsın “dedik.
Hasan amca şaşkın cevap verdi;“SİT’te nedir dedi.Hem evime çivi çakarken sana mı sorcam,yoksa bu makinalı artistlere mi?
“Yani senin evin tarihi esermiş,koruma altına alındı.İzinsiz tadilat dahi yapamazsın”deyince
Hasan amca biraz kibarca ama kızdığını da belli ederek cevap verdi;
“Bi Sit’tirin gidin la… Benim evin neresi tarihiymiş..Bu evde bi tarihi eser bizim hanım kaldı!!!”
Hani haklılık payıda yok değil. Sit diye ilan edilen evlerin içerisin de yaşayan vatandaşlarımız binalardan daha yaşlılar…
Şimdi SİT’ten sittin sene kurtuluş yok…Kanun değişmeli biliyoruz… O zaman yeni binalara derhal itiraz edilmeli.Metruk binalar içinse yıkım kararı alınıp yıkılmalı… Eski Emet yeri yeni sit imarisinde modernize edilebilir. Bakanlık proje ve hibeleri ile… B u konuda makalemizi gelecek sayıda yazacağız. Ama SİT konusunda vatandaşın canını bir hayli sıkıldığını bilmekte fayda var.
EMET’TEN İSTANBUL’UDA İDARE ETTİK, MAZBATAYA ŞARTLANDIK
Oturduk Emet deresinde, Ankara, Antalyadan sonra İstanbul’uda kurtardık…
Emet seçimlerinden çok İstanbul’a kilitlendik. Mazbatayı ver türküleri dinleyip, son dakika haberlerini takip ettik.Oysaki demokrasi gereği vatandaş ne diyorsa o olacaktı… Büyük şehirlerde vatandaş, muhalefete yüklenerek, iktidara gidişatın kötülüğü hakkında mesaj verdi desek,olay bitti.
Mazbata alınınca bu defa geyiğe başladık;” Kardeşim ekonomi felç,normal sonuç…Dahada oylar düşmeliydi…”
“ Emet’te iftar yemeğine laf ederiz. Adamlar bankamatik çalışanlarını beslemişler. Reis bilse alayını sürer…”
“ Ak partiyi partideki AKPliler bitirdi…”
“ Ben hep dedim zati… O fark kapanmaz… Ne zamandır facemde yazıyordum,dikkat parti gidiyor diye”
Yani Facebook’ta yazdıkça yazdıklarını genel merkez okusa İstanbul’u kaybetmeyecekleri modunda dolaşan seçmen profilide var…
Bu durum bize bir film repliğini hatırlattı.
Kemal Sunal’ın meşhur Çöpçüler Kralı filmi… Rahmetli Ertuğrul Bilda’nın canlandırdığı karakter. Cama çıkıp şöyle diyordu;” Bunu da yazıcam gazeteye” Yere portakal kabuğu atandan,camdan tükürenden, zamanında gelmeyen çöp arabasına kadar her şeyi yazar.
Gazete dağıtan çocuğun “Hükümet düşmüş” sözlerini duyduğunda hemen cevap verir;
“Yaza yaza düşürdüm hükümeti…”
Yani bizim facebook uyarıcılarıda yaza yaza duyuramadılar seslerini ve İstanbul gitti!!!
Eskiden siyasi liderler özellikle yerel seçimler sonrası çıkar şöyle laflar ederlerdi; “ Seçmenin bizlere verdiği mesajı aldık. Gereğini yapacağız. Kendimize çeki düzen vereceğiz “
Doğrusuda budur.Yoksa Büyük şehirler muhalefete geçti diye ne hükümet göçtü, nede sistem değişti kardeşim… Ama bir gerçek var…Genel gidişattan bir hoşnutsuzluk olduğu belli. Burdada gerekli mesaj alınır, içerdeki çürük yarıklar ayrılıp, bilhassa ekonomik politika tekrar gözden geçirilerek radikal tedbirler alınarsa, üretime dönülerek,istihdama katkı sağlanırsa yola devam edilir.
Yoksa ilk genel seçim sonrası ;” Ben ta 31 Mart seçimlerinde demiştim… Yol’un sonu görünüyor diye… Ama dinlemediler ki kardeşim!!!” paylaşımlarını görmek kaçınılmazdır…
