Hristiyanlık dini ortaya çıktıktan sonra en kara en yozlaşmış devrini 16. yy. yaşadı. Ruhban sınıfı sanattan bilime, ekonomiden siyasete toplum hayatının her alanını etkisi altına almış, din işleri tamamen ticarete dönmüştü.
Herşey rahiplerin iki dudağı arasındaydı.Ağızlarından çıkan kanundu… Cennetten parsel parsel yer satılıyor, parası olmayanlar ise para biriktirerek arsa almaya çalışıyorlardı.Bizim Etimaden istimlakları gibi bölünen tarlalardan bi baraka yapımlık yer almak için ömür veriyorlardı.
Ve tabiî ki Engizisyon mahkemeleri…Dine karşı işlenen en küçük suçlar bile engizisyon mahkemelerinde işkenceyle, gözlere mil çekmekle, idamla , diri diri yakılmayla cezalandırılıyordu. İncil’in Latinceden başka dillere çevrilmesi kesinlikle yasaktı.
İşte o yıllarda, bir din adamı ilk kez mevcut Hristiyanlık öğretisini eleştirme cesaretini gösterdi. Cennetin parsellenip satılmasına, kiliselerde dönen yolsuzluklara karşı çıkan bu rahip kutsal kitapta yazılanların da herkese açıklanmasını savunuyordu.
Bu adam Martin Luther’di. Teoloji profesörü olduğu Wittenberg Üniversitesini kapısına astığı bildiri yüzünden dinsizlikle suçlandı. 1520’de Papa tarafından afaroz edilmekle tehdit edildi. Luther Papanın bildirisini halkın önünde yaktı. Ölüm cezasına çarptırıldı. Ve yasak olmasına rağmen Kutsal Kitabı Latinceden Almancaya çevirerek büyük bir tabuyu yıkmakla kalmadı, Ortaçağ hristiyanlık dünyasının tüm inançlarını da yerle bir etti.
Halk Hristiyanlığın ne olduğunu, emirleri ve rahiplerin çevirdiği dümenleri öğrenmiş oldu.
Hizmet’in Cennetten yer kapmak için değil, inandıkları din adamlarının dünyasını CENNET’e çevirmek için bir dümen olduğunu anlayıverdiler.
Ama bunu öğrenmek kanlarına,canlarına mal olmuştu. Yargıyı, yaşamı,yönetimi eline geçirmiş olan ruhani liderlerden ülkelerini kurtarmaları hiçte kolay olmamıştı.
Luther cennetin parsellenip satılmasıyla ilgili yargılandığı davalardan birinde engizasyon yargıçlarına şöyle sesleniyordu,
” Cenneti satıyorsunuz da, cehennemi neden satmıyorsunuz? ”
Yargıç alay edercesine: ” Satsak kim alır ki! ” dedi.
” Ben alacağım, kaç para ise ödeyeceğim.”dedi Luther,büyük bir kararlılıkla…
” Para istemez, bedava veriyorum.” dedi yargıç.
Ve yargıçlar kahkalarla gülerek Luther’e cehennemin tapusunu verdiler.
Mahkeme binasının önünde merakla bekleyen halka aldığı tapuyu gösteren Luther şunu söyledi:
” Artık cehennemin sahibi benim. İşte tapum. Ve şu andan itibaren Cehennemime hiç kimseyi almıyorum! ”
Halk büyük bir sevinç yaşıyordu.
Artık cennete gitmek için parayla yer almaya gerek yoktu!
Mahkeme binasının üst katındaki odalarından aşağıda olanları seyreden yargıçlar yaptıkları hatayı anlasalarda Aydınlanan halkın önünde duramayıp kısa sürede yıkıldılar…
“RÜYAMDA EBENİ GÖRDÜM,İŞİN ÇOK ZOR DEDİ…”
Mutlaka okuyup takip ediyorsunuzdur.Cemaatin sözde ruhani lideri rüyalarla malı götürmüş…
“Rüyamda peygamberimizi gördüm.Şunu dedi,bunu dedi” diye dümeni kurmuş. Peygamberimize komşu olmak isteyene arsasını bağışlatmış; bağışlanan arsaya kimin okul yaptıracağına da bu mübareğin rüyaları yön vermiş… Sonra HİZMET’e girmiş bu okullarda yaptıkları “Her eve yazılı cevapları” kampanyası ile –(ki afaki okul paralarıda toplayıp, bu Zaman’da!!! gazete aboneliğinide mecbur tutarak” halkı sövüşlemiş.Çuval çuval iş garantili eğitimle yurt dışındaki villalar sulanmış!
Şimdi, düzenini kurmak için Cennet’ten arsa satmak ile; “Peygamberimize komşu olacaksın “diye halkı kandırarak arsa kapatmak, okul yaptırtmak arasında ne fark var?
Bu çağda hala bu tür olayların yaşanması kabul edilebilir hatalar değil.Uyanık olun aicim… Hele şu Ramazan ayına girdğimiz günlerde,din tacirlerine göz açtırmayın…
Allah’tan kalkışılan girişim başarılı olmadı.Yoksa kurulacak nur yüzlü engizisyon mahkemelerimizle nice insanımız heder olurdu.Ama bu örgütü bitirdik,kurtulduk demekte kesin çözüm değil. Neden derseniz, belirli kesimlerin MEGAFONU olan sözde liderler yakalanır,yenileri çıkar.Bizler bu kafayla devam edersek, din üzerinden beslenen sümüklüböcekler asla bitmez.
Ve bir şey daha …Rüya görmeyi bırakın. Cennet o kadar ucuz değil! Cehennemse neredeyse kelepir fiyata…Her şeyden önce yaradan iyiliği emrediyor…Yardımlaşmayı,dayanışmayı,birliği…
Şekli Müslümanlıkla,sade suya tirit ibadetle, cenneti sadece hayallerinizde görürsünüz.
Ayrıca Rüyaları gerçekleştirmenin tek yolununda UYANMAK olduğunu unutmayın!
Bu yazının özü;”OKUYUN KARDEŞİM… ANLADIĞINIZ DİLDE OKUYUN… ARAŞTIRIN. YARADANIN BİZDEN GERÇEK TALEPLERİNİ OKUYUP ANLAYINKİ YAŞAMINIZI ONA GÖRE YÖNLENDİRİN. YAŞAM KOÇLUĞUNU SİZİN BEYNİNİZİ KİRALAYANLARA BIRAKMADAN OKUYUN…DÜŞÜNÜN… BİZİM KİTABIMIZ KUR’AN İBADET EDİLEBİLEN BİR KİTAPTIR…AMA BİZDEN İSTENEN ONU GÖNDEREN YARADANA ANLAMADIĞIMIZ DİLDE GERİ OKUMAK DEĞİLDİR… ANLAMAK,ANLATMAK VE YAŞAMAK İÇİN ANLADIĞINIZ DİLDEDE OKUYUN…
Temmuz 2016/Yeni Kütahya Makalemiz’e güncelleme…
