25 yılı doldurduğum meslek hayatımda Emet siyasetinde teşhiş ettiğim bir gerçek vardır. Oda Emette siyaset horoz dövüşünden ibarettir.
Gerek radyoda gerekse gazete habercilik,köşe yazarlığında sıkça işlediğimiz konular siyasetin seçim dönemlerinde yapılıp bir dahaki seçime kadar ertelenerek, hizmet için elele verme yönündedir.
Ama kardeşim Emet siyasetinde horoz dövüşü bitmiyorki… Emette siyaset Derin kriptoların sağı solu fişlemeleri ile, öne çıkan zatları aynı horoz dövüşü ringi gibi mehlemönüne atıp karşısına geçip seyretmekten ibaret…
Fidancı’nın hizmet dönemlerinde yaşadığı sıkıntıları,cezaevi macerasını ve dahi yeniden görev alışı süreçlerinide yakınen bilenlerdeniz. Sayın Fidancıda az çekmedi bu derin kripto horoz dövüşçülerinden…Her defasında ringe bir horoz sürerler.. Piyasaya sürdükleri,paçalı,paçasız! Horozların kelleleri koptukça, yenileri gelir…
Nede olsa dövüştür ve tarafların yara bereleri eksik olmaz…
Bir yandan memlekete hizmet kavgasıyla uğraşırken diğer yandan Horoz gibi sağdan soldan Ürenlerle uğraşmak mutlaka performans düşüklüğüne de neden oluyor… İlçede seçilmişisiyasi,sivil yöneticisi,bürokrati daima taraflara ayrılıyor veya ayrılmaya zorlanıyor.
Günümüzdede durum farklı değil… Maalesef halk iradesi göz ardı edilip, ayak kaydırma çalışmaları, belediye başkanını,parti başkanını,il genel meclisi,belediye meclisi üyesi stk başkanı,oda başkanı vs. kim varsa öne çıkan sürekli şikayet şikayet… Maksat uğraşılsın…
25 yıllık siyasi horoz dövüşleri bitmediğindendirki,bugün hala yol derdiyle,suyla,iş istihdamı ile,kalkınamamakla şikayet eder dururuz.Tabi bu durumun gelişmesinde elde çekirdek, horoz dövüşünü kenardan izlemeyi tercih eden memleket akillerininde büyük katkısı vardır.
Lafı uzatmayalım…Durum ortada… Bilmem kaçıncı raund da bilmem kaçıncı horozlar ringe sürülmeye devam ediyor.Arka plandaki, ringe çıkma cesareti olmayan, benekli horozlar! İse izlemekle meşgul… Bunların durumu Yiğit adı verilen horozun durumun benziyor;
EMET’TE BİZİM HOROZLARIN YÜZDE 90’I YİĞİT GİBİ!
Nasrettin Hoca’nın horoz dövüşlerine yeni merak sarmış bir arkadaşı varmış. Birlikte gidip pazardan dövüşken bir horoz aramaya başlamışlar. Derken, arkadaşı bir horoz beğenmiş. Satıcıya adı ne bunun diye sormuş. Satıcı adı yiğit demiş. Arkadaşı horozu almış.
Daha sonra yiğit hangi dövüşe girse dönüp kaçmış. Tabii ki rakibi de peşinde. Yiğit kaç dövüşe girdiyse hiç yakalanmamış. Arkadaşı, Hoca’ya:
“ Hoca ne iştir? Benim yiğit neden dövüşe girmeyip kaçıyor?” demiş.
Hoca: “ Bilmez misin Selami, yiğitliğin onda dokuzu kaçmaktır. Ne yapsaydı yani dövüşe girip de yara - bere içinde mi kalsaydı? Bak şuna hiçbir yerinde çizik bile yok. Hey maşallah! “
Emet deresi sanıldığından çok daha ufak…Ve İnan’ın hiçbir şey ama hiçbir şey gizli kalmıyor…
15 TEMMUZUN ÖZETİ
15 Temmuz gecesinin tek cümleyle özeti budur…
Halk, omuz omuzaydı..
Partiler, omuz omuzaydı..
Siyasetçiler, omuz omuzaydı.
Sivil toplum kuruluşları, omuz omuzaydı..
Medya, omuz omuzaydı..
Demokrasiye inanan asker, omuz omuzaydı..
Demokrasiden başka rejim yok diyen polis, omuz omuzaydı…
Ve öylede kalmalı…
Hiçbir siyasi parti, hiçbir kesim tek başına bu geceyi sahiplenemez. Sahiplenirse de bugün olmazsa da bir gün mutlaka içi boşalır.
Ha bu gecende sonra ohalin uzaması,siyasi temizlikte geç kalınması, yargıda yaşanan aksaklıklar vs tartışılabilir. Tartışılmasında da Türk halkı lehine gelişme sağlanması adına fayda da vardır…
Yıllarca feto gibi cemaatlere şiddetle karşı çıkan silahlı kuvvetlerin,yine siyasi kararlarla,üst rütbelerine yükselen askerlerine bakılarak bu zafer Silahlı kuvvetlerine karşı kazanılmış bir zafer gibi lanse edilemez…
Yılların yetişmiş ve zeki beyinlerinin pelsilvanyadan gelen bir emirle tamamen robota dönüşmesi karşısında Atatürk ilkelerinden Laikliğin ne derece önemli olduğunu inşallah idrak etmişizdir. Yoksa bu işe girdinmi ,nur yanında bunun sütçüsü var,yoğurtçusu var kaymakçısı var…Var oğlu Var.
Allah devletimize ve ordumuza zeval vermesin…
15 Temmuzda vatansızların hain girişimini def etmiş Türk halkı, devamlı uyanık olarak partiler üstü millet bilincinde Atatürk Milliyetçiliğin de birleşerek önüne bakmalıdır.
Unutmayalımki padişahın bile padişahlık yapmak için önce bir ÜLKE’ye ihtiyacı vardır.İyi haftalar.
