Hasan Kurnaz

NAYLON MU?

Hasan Kurnaz

"Geçmişin penceresinden" bakıyorum memleketime.Dalıp dalıp gidiyorum düşüncelerimle.

Kimle konuşsam kimle dertleşsem tüm dostlarım üzüntü ve tasalarını ortak bir noktada birleştirmekte. "Çözüm" dediğinde dillerden dökülen kelimeler her zamanki gibi mangalda kül bırakmamakta..

Ama o saatten sonrada sunilik ve dejenere olma devreye giriyor ki, şer çemberinde yuvarlanıp dönmek meziyet halini alıyor öz insanımda.

 Yaş 35'i geçeli bende bir çeyreğe yaklaşmakta.Yıllarca gurbet görüp özlemi ve sevdası burnumda tüten memleketim ve benim gibi bir çok tanıdığım.

 Hiç unutmam 18 yaş civarı vekil imam hatip olup buna kendiminde zor inandığım bir dönemde,herkesçe bilinen muhterem zaat HAÇÇA HOCA (1897-1992) büyük teyzem, bana "naylon hoca" esprisini yapıp ortamı güldürmüş ve neşeye boğmuştu Keşke bende memleketim için aynı şeyi bir espri olarak söylebilsem "NAYLON EMET" gerçekliği bir espride ve şakada kalsa desem.

 Sunilik görüntüsünü önce kendimde ve evladımda görüyor bunun farkına varıyorum.Geçmişten kalan hemen hemen hiç bir Emet klasiği özelliği ve duygusallığını taşımıyan genç evladım,bir yabancı gibi hamamını hissetmekte, hiç bir akraba ve yakınını tanıma ve umursama içersine girmeyip,melhem önü, odun pazarı kaynarca, assalık, kocakıran vs....üzerinde hiçbir maneviyatı düşünmemekte. İnsanlar güven ve sammiyet duygularını yitirmiş "Emet" ortak duygusunu ve hazzını sadece "geçmişin penceresine" baktığı zaman hatırlar duruma gelmiş.

 Evlerimizde bile eskiye ait anlatımları çocuklarımız bile dinlerken özenç sevinç duygu ve kulak kesilip zevk almaları şuanda bizlerin nekadar sunileştiği özetlemekte. Kendimize ait insan yapımızı kabullenip ve geçmişimizle bütünleştirmemiz yok olup giderken,klasik Emet ve insanı "tat" vermekten uzaklaşmakta

Neyin peşinde olduğunun kendisi bile farkında olmayan sunileşmiş topluluk, her daim "benim gibi" kavga dedikodu laf üretme konularında on numara olmuş, bunu kanıksamış ve geçmişin penceresine dirseğini koyduğu zaman "terk etme" hissinin bile çare olmadığını anlamakta.. Oysa bir baksa ki benim insanım; Az bir zaman önce memleketi ve insanı için çırpınan "biri eğitim biri din alanında" insanlar için hizmet etmiş olan iki hocasını, yan yana iki tabutta, aynı cemaat ve omuzlarda hüzünle toprağın altına indirdiğini "yapay değil gerçek olduğunu" bir hissetse..Hissetse de memleketini tekrardan, özü geçmişi ve samimiyetiyle beraber güvenle,suni insanların oluşturduğu naylon olmaktan kurtarsa !

Yazarın Diğer Yazıları