Gençlerin Sesine Kulak Verin - Hilmi ERTEKİN

Gençlerin Sesine Kulak Verin


Son günlerin en popüler tartışmalarından birisi: Z KUŞAĞI …
Aslında bu konunun sık gündeme gelmesinin sebebi ülkemizin yükselen genç nüfusunun sesine hep kulak tıkanmış olması. Bu gençler sadece geleceği değil, bugünü de yönlendirebilecek ve hiç de azımsanmayacak bir güç haline geldi. 
Şu bir gerçek ki bundan sonra sahne gençlerindir. Toplumun yön vericileri, güç sahipleri ve siyasi erk, farkında olsalar da bu durumu kabullenmek ve bu yönde adımlar atmak yerine gençlerle gizli bir savaş haline girmeyi tercih ediyorlar.Çeşitli yollarla bu gücü dağıtmak niyetindeler. Bunu yaparken de yeni nesli, toplum nezdinde aşağılamaktan ve değersizleştirmekten geri durmuyorlar. 
Açık söylemek gerekirse bu onlar adına bir intihardır. Yarınlarımızı emanet edeceğimiz gençlerimizi; iyi yetişmiş, her alanda kendine yer edinmiş, vizyoner, akılcı, vicdan ve merhamet sahibi, ahlaklı, gayesi insanca yaşamak olan bireyler olarak yetiştirmek varken onları, sorgulamayan, iradesiz, hiçbir konuda fikir beyan etmesine müsaade edilmeyen, kendileri için öngörülmüş hayatı yaşamak zorunda bırakılmış bireyler haline getirmeye çalışıyoruz. Bu en hafif tabiriyle geleceğimize ihanet etmektir. 
Toplumu,belli bir kesimin düşüncelerine göre dizayn etmeye çalışırken, genç bireyleri bu uğurda kurban etmemeliyiz. Gençlerin girişimci ve dinamik kimliklerini ortaya çıkartarak; araştıran, üreten, sorumluluk bilincine sahip bireyler olmalarını desteklemeli ve bireysel karar alma yeteneklerini geliştirmeliyiz ki geleceğe güvenle bakabilelim. 
Tarihe baktığımızda gençlere imkan verildiğinde neler başarabildiklerini daha iyi anlayabiliriz. En klasik örnekten başlayalım; Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul’u fethedip Peygamber Efendimizin övgüsüne mazhar olduğunda henüz 21 yaşındaydı.  Hz. İsa (A.s.)’a peygamberlik verildiğinde henüz 30 yaşındaydı. Antik çağın en büyük hükümdarlarından ve sadece 13 yılda bilinen dünyanın yarısını fetheden Büyük İskender tahta geçtiğinde 21 veya 22 yaşındaydı. İskender, zekâsı, bilgisi ve gücüyle dünya tarihinde ve medeniyetlerin hayatında büyük etkiler bıraktı. Geçtiğimiz günlerde vefat eden Üstat Sezai Karakoç Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Cumhuriyet tarihinin en güzel şiiri seçilen “Mona Rosa’yı yazdığında sadece 18 yaşındaydı. Sonrasında Türk edebiyatına ve İslam düşünce hayatına büyük katkılar sağladı. Bunun gibi örnekleri çoğaltabiliriz.    
Gençlerimizin dertlerine kulak verilmeli, onların gelecek kaygıları,birtakım çıkarlar uğruna zafiyet kaynağı olarak kullanılmamalıdır. Yapılan bir araştırmada sorulan “İmkânınız olsa yurtdışına yerleşip orada yaşamak ister miydiniz?” sorusuna gençlerimizin %63’ü “Evet” demektedir. “Sizce Türkiye’de yetenekli bir gencin başına aşağıdakilerden hangisinin gelmesi daha muhtemeldir?” sorusuna ise gençlerimizin %80’i “O genç yetenekli olsa da arkası sağlam, torpili olan bir genç onun önüne geçebilir.” cevabını vermiştir. 
Adil ve eşitlikçi bir biçimde, dezavantajlı gençleri de göz önünde bulundurarak, karşılaşabilecekleri her durumda onlara fırsat eşitliği sağlanmalıdır. Gençlerin iş gücü piyasasına ve sivil topluma tam olarak adapte olmalarının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
 Daha fazla geç kalmadan ahlaki ve manevi değerlerle donatılmış, nitelikli, bilgili, ideal sahibi bir nesil için çalışılmalıdır.Gençlerimizin fikirlerini rahatlıkla ifade edebileceği bir ortam tesis edilmeli, gençlerimiz kendilerini rahatça ifade edebilmelidir.Yaşanabilir Türkiye ancak dertlerine derman olunmuş bir gençlikle mümkün olacaktır. Gençliğimizin kıymetini bilelim!
 

https://www.facebook.com/hilmi.ertekin

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
26Kas

Gençlerin Sesine Kulak Verin

26Kas

Atatürk'ü Sevmek