Her Kriz Bir Fırsattır - Mustafa Hamamcı

Her Kriz Bir Fırsattır


Türkiye’den bir grup Afrika’da bir ülkeye geziye giderler. İnsanları ayakkabısız gördüklerinde içlerinden biri; nasıl olur, ayakkabıları yok ne kadar yoksul bir halk diyerek üzülür. Başka biri ise hayır onların ihtiyaçları olduğu için değil ayakkabıyı ülkelerine getiren olmadığı için böyleler der.

Bu durumu fırsata çevirir o ülkeye ayakkabı ve terlik üretimi yapabileceği atölye açar. Ondan sonra ülkenin en büyük ayakkabı imalatçısı olur.

Bakış açımızı değiştirmek, olaylara farklı bir pencereden bakmak bize yeni kapılar açılmasına imkan tanıyabilir. 

Uzun zamandır şikayet ettiğimiz bir konu var ilçemizde. Bazı bölgelerin Kültür Bakanlığı tarafından Sit Alanına dahil edilmesi. Bu konu ciddi bir mağduriyet yaratmış gibi algılanıyor. Halbuki bakış açımızı değiştirdiğimizde bu durumun çok ciddi fırsatlar sunduğunu görebiliriz.

İstanbul’da yıllardır Fatih’te oturuyorum. Bir çok tarihi yapının olduğu Fatih uzun süre yıkılmak üzere olan evlere sahipti. Sonra o evler yeni gönümüyle turistlerin mekanı, televizyonda izlediğimiz bir çok dizinin çekildiği ev sahibi oldu.

Şunu demek istiyorum. Emet eskiden kalma evlerin yıkılmak üzere olması sebebiyle kötü görünüme sahip bir çok insan evlerini tamir edebilecek durumda olmayabilir. Ama cebinizden kuruş çıkmadan o evleri eskisinden çok daha iyi ve kullanışlı hale getirmeniz mümkün.

Hem Kültür Bakanlığı hem de Avrupa Birliği destekleri kapsamında evlerinizi yenileyebilirsiz. 

Bu konuda Ahmet Atasoy ciddi tecrübe kazanmış. Kendisinden bilgi istenmesi durumunda yardımcı olabilir diye düşünüyorum.

Hatta şöyle yapılsa daha iyi olur diye düşünüyorum; herkes bu protokoller ile uğraşamayabilir. Girişimci bir kişi evlerin yenilenmesi konusunda yer sahipleri ile anlaşıp evlerin yapılma işini takip etse buna karşılık hizmet bedeli alsa hem kendi kazansa hem de Emet bu kötü görüntüden kurtulup dışarıdan gelen misafirlere karşı da mahçup olmasak güzel olmaz mı? Ne dersiniz?

***

Çilek Üretimi ile ilgili yazı oldukça ilgi gördü. Bu vesile ile Ahmet Pişgin Hocaya Teşekkür etmek istiyorum. Kendisine ait 3 dönümlük tarlayı 3 yıl bedelsiz verebileceğini daha uzun süreli kiralama imkanı sunabileceğini belirtti. Görmeyenler için buradan da duyurmuş olalım.

Çilek Üretimi ile ilgili doğru bilinen yanlışları da ifade edelim ki yazı tamam olmuş olsun.

Antalya-Gaziantep-Kahramanmaraş’tan 3 firma ile görüştüm 

- Çilek için kaplıca suyu avantaj değil. Suyun sıcaklığı üretimi etkilemiyor yani. Seranın içini ısıtması için kullanılabilir. Ama yeterli sıcaklık olmayacağı için maliyet yüksek olur.
- Önemli olan gece sıcaklığının sıfırın altına düşmemesi.
- İçerisinin sıcaklığını mazot ile çalışan 3 tane soba ile çözmek enerji maliyetini oldukça düşürüyor.
- 1000 m2 lik anahtar teslim bir Sera 225 Bin TL. (Pazarlık yapılabilir)
- Her fide 1-1.5 kilo mahsul veriyor.
- Her serada yaklaşık 25 bin fide var.
- Yıllık 25 ton üretim anlamına geliyor.
- Toptan fiyatı Maraş’taki firma şu ara 13-15 TL den sattığını söyledi. Yani 1 yılda kendini amorti mi ediyor dediğimde evet cevabını aldım.

Temennim bu alanda ilçemizin adım atması yönünde. En kısa zamanda somut adımları hep birlikte görürüz inşallah. Kalın sağlıcakla.

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
26Haz

Kardeşinin Katili Olma!

05Haz
27Nis
17Nis
05Nis

Sadaka Belayı Defeder